Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon ve Yazı Örnekleri

Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon ve Yazı Örnekleri

Çanakkale savaşı milletimizin var olma mücadelesi verdiği, çok büyük fedakarlıklar ile kazanılan tarihimizdeki en önemli dönüm noktalarından bir tanesidir. Atalarımızın vatanı ve milleti uğruna gözünü kırpmadan nasıl şehadete yürüdüğünü, milletimizin bir bütün olarak nasıl mücadele ettiğini en iyi şekilde anlatan özgün, birbirinden güzel 9 farklı kısa, uzun Çanakkale zaferi ile ilgili kompozisyon ve yazı örneklerinizi yazımız içerisinde bulabileceksiniz.

En güzel 18 Mart Çanakkale zaferi kompozisyonlarını zevkle okumanız dileğiyle…


1- Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon

Çanakkale Zaferi

Çanakkale… Tarihimizin en hüzünlü zaferi. Yokluklar içindeki bir milletin, yüzyılın en güçlü devletlerine ve silahlarına karşı direnişinin gerçek destanı. Her satırında insanlık dersinin yer aldığı bir destandır Çanakkale. Bu ders, düşmana sadece silahlı mücadelede değil, verdiği insanlık örnekleriyle de baş eğdiren aziz Mehmetçiklerimize aittir.

Çanakkale Savaşı; tarihe unutulmaz bir damga vurmuş, inancın yıkılmaz bir kale olduğunu gösteren az rastlanır bir mücadelenin zaferidir. Anadan, yardan, evlattan vazgeçip vatanı için can verenlerin kanıyla yazdığı, hakkın batılı, bir olmanın ayrılığı yendiği zor bir sınavdır. Kimi Trabzonlu, kimi Adanalı, kimi Erzurumlu, kimi Urfalı sayısız kahramanın omuz omuza savaşarak yazdığı tarihtir. Bu cephenin isimsiz kahramanları vatanın her bir köşesinden Çanakkale’ye koşarken, asla geri dönmeyi düşünmemişler, Türklük onur ve şerefini en güzel şekilde korumakla üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmişlerdir. Onlar sırt sırta savaştığı arkadaşının ölümünü görüp, kendisinin de sadece bir dakika sonra öleceğini bildiği halde, onun düştüğü yere geçen ve gözünü kırpmadan vazifeye atılan kahramanlardır. Çanakkale zaferi ile sadece bir başarı kazanmamışlar, Türk milletinin Anadolu’daki varlığının devamını da sağlamışlardır. İki yüz elli bin askerimizin şehitlik mertebesine ulaştığı Çanakkale’de her yaştan insanımız gönüllü olarak savaşmış, kadınlar cephedekiler için çorap örmüş, mermi yapımında bile çalışmışlardır. Her vatansever kendisine yönelen bu akına tek yürek olup dur demesini bilmiştir.

Şimdi bizler aynı gücü yüreğimizde hissederek hareket edersek şehitlerimizin ruhu şad olur. Bastığımız toprağın üstünden çok, altında yatanların canlı olduğunu anlarsak bu toprağın tek bir taşına kıyamayız. Şimdi damarlarımızdaki asil kanı fark edersek neslimiz sonsuza kadar özgür yaşar.

Bizler, övgülerin en güzeline layık olan Çanakkale şehitlerini asla unutmayacağız. Onlara layık olmak için elimizden geleni yapacağız. Şehitlerimizin, Türk milletinin kalbinde sonsuza kadar yaşamalarını sağlayacağız. Ruhları şad olsun!

Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon: Sıla Cora – Vakfıkebir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi – Trabzon/Vakfıkebir – Kaynak: 18 Mart Şehitler Günü Kompozisyon Yarışması İlçe Birincisi – Kaynak 1:


2- Çanakkale Zaferi İle İlgili Kompozisyon

Diriliş

Çanakkale…

Sadece bir yer adı değildir Çanakkale. Bir milletin, birlik olduğunda neler yapabileceğinin en somut örneğidir. Bağımsızlık uğrunda, her bir siperde bambaşka bir destan yazan kahraman Mehmetçiğin tüm dünyaya verdiği derstir. Vatan sevgisini; annesinden, babasından, çocuğundan, canından önde tutanların verdiği mücadelenin adıdır Çanakkale.

Cephede sağ kolunu kaybedince “Sol Kolum var. Onunla da iş görürüm.” diyen Mehmet Çavuş’tur. 13,14,15 yaşlarında olmalarına rağmen, boylarından büyük tüfeklerle vatan savunmasına koşan ve bu uğurda şehit düşen çocuk kahramanların adıdır Çanakkale. Erkek kılığına girerek savaşan Halime Çavuş’tur. “Ben size taarruz etmeyi emretmiyorum. Ben size ölmeyi emrediyorum!” diyen Mustafa Kemal’in emrini bir saniye bile tereddüt etmeden yerine getiren ve yerlerine gelecek birliklere zaman kazandırmak, düşmana geçit vermemek için tamamına yakını şehit düşen 57. Alay’ın kahraman askerleridir Çanakkale.

Sadece bir milletin değil, bütün dünyanın kaderini ve tarihini yeniden yazdıran, bir devrin battığı yerdir Çanakkale.

İşte tüm bu sebeplerden ötürü; sayısız hikaye ve kahramanlığı içinde barındıran, şanlı tarihimizdeki en önemli zaferlerden biri olan Çanakkale Zaferi’ni anlamak , öğrenmek, bu zaferin kazanılmasını sağlayan o milli ve manevi duyguları her zaman yüreğimizde bulundurarak bu büyük zaferin asla unutulmamasını sağlamak bizlerin en önemli görevlerinden biridir. Bu şanlı zaferin mimarları olan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e, kahraman şehitlerimize ve gazilerimize ne kadar saygı duysak az. Asla unutulmayacaklar. Hepsini saygı, sevgi ve dua ile anıyoruz.

Çanakkale Zaferi İle İlgili Kompozisyon: Koray Limandal – 10/C – Gülbahar Hatun Anadolu Lisesi – Trabzon/Vakfıkebir – Kaynak: 18 Mart Çanakkale Zaferi Konulu Kompozisyon Yarışması İlçe İkincisi – Kaynak 2:


3- Çanakkale İle İlgili Kompozisyon

Şehitlerin Şahitliğinde

Çanakkale aslında bir savaş değil destandır. Tarihimizin en parlak sayfalarından biridir. İnancın, azmin, yiğitliğin zaferidir. Bu, savaştan öte; dünyaya topla, tüfekle değil iman dolu göğümsümüzle ve sağlam irademizle de meydan okuyabileceğimizin ispatıdır. Hem de düşmanını dosta dönüştürecek kadar büyük insanlık dersiyle.

Bu destan çokuluslu güçlerin sayısal ve teknolojik üstünlüğüne rağmen kazanılmıştır. Batının “hasta adam” dediği bu yüce milletin zaferi, buruk gülümsemesidir. Mehmet Akif bile o kanlı savaşı anlatmanın insan iradesini aşan zorluğuna dikkat çekmek için ancak şu mısraları yazabilmiştir: “Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın…

Bu destan kolay yazılmadı. Yazılamazdı da. Askerlerimiz cephede şehadet şerbetinden içebilmek için adeta yarıştılar. Şu bir gerçek ki Çanakkale’de ancak ölümü göze alanlar yaşayabilirdi. Ama bu savaşı sadece askerlerimizin sayesinde kazanmadık öyle bir mücadele ruhu yakalandı ki Çanakkale’de o ruhla milletçe bir bütün olduk. Çiçeği burnunda bacılamız, oğlunu kınalayıp cepheye gönderen analarımızla tamam olduk ve işte o zaman yüceldik ve üstün olduk badan. Eğer şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayabiliyorsak, kimseye boyun eğmiyorsak, bu aziz şehitlerimiz, gazilerimiz ve Türk milletinin her ferdinin sayesindedir.

Ancak Türk milletinin üstesinden gelebileceği bir savaştı bu.
Ancak bir Türk komutanı emredebilirdi ölmeyi.
Ancak bir Türk askeri gerçekleştirebilirdi bu emri.
Ancak bir Türk anası “ya şehit ol ya gazi” diyebilirdi
Ve ancak bir Türk genci cepheye mutlu bir şekilde gidebilirdi.

Bu zafere bir başına kalmış gariban analar şahittir. Babasının kokusu burnunda tüten minicik bebekler şahittir. Sevdiceğinin yollarını bekleyenler şahittir. Kan kokan toprak, mavi gök, akan su şahittir.

Çanakkale Türklerin dünyayla, dünyanın da Türklerle imtihanıdır. Tarihimizde sayısız zafer var; fakat sadece bu zafer bile atalarımıza sonsuza dek minnet ve sevgi duymamıza yeter. Bu yüzden diyoruz ki üzerinden asırlar geçse de Çanakkale’nin acısını ve sevincini Türk gençleri olarak ruhumuzda taşımaya devam edeceğiz.

Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon – Neval Handan Karaöz – Özel Derya Öncü Anadolu Lisesi – İstanbul/Üsküdar – 18  Mart Konulu Kompozisyon Yarışması – Kaynak 3:


4- Çanakkale Savaşı İle İlgili Yazı

Çanakkale

Bayrağına el uzanmasın diye arkasında bırakıp sevdiğini, eşini, çocuklarını bir an olsun düşünmeden vatan aşkıyla ölüme koşan genç kahramanların,

Bu topraklara düşman ayağı basmasın diye bin bir emekle yetiştirdiği talebelerini dönüşü olmayan cepheye uğurlayan öğretmenlerin,

Sokakta arkadaşlarıyla ip atlayıp, top oynayacak yaşta cephedeki toplara, mermilere kafa tutan kınalı kuzuların,

Senelerce emek emek ilimle donatılmış, mezuniyet nasip olsa ilimde çağ açacak nice talebelerin,

Kucağındaki bebeğine süt veremeyip cephaneye mermi yetiştirmeye çalışan yüreği imanla dolu vatan aşığı fedakar annelerin.

Yurdunun semalarında “Allah-u Ekber” sesleri dinmesin diye aylarca aç susuz; kimi zaman katıksız kuru ekmek, kimi zaman şekersiz üzüm hoşafına şükreden, vatanını, namusunu korumaya ant içmiş şüheda soyundan yiğitlerin,

Evladını ellerini kına yakıp vatana kurban eden ak sütlü anaların,

Derman kalmamış dizlerine imanıyla güç veren, cepheye evlatlarına son gücüyle mermi taşıyan ağzı dualı nenelerin, dedelerin,

Ordusuna “Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum” diyen gözü kara komutanın,

Kilerindeki son erzağını, ayağındaki tek çarığını, vatanı için feda eden fukaraların,

Yaradan’ın verdiği güçle kanının son damlasına kadar vatanını savunmak için dua dua yağan şühedaların,

“Komutanım benim tüfeğim bozulmuş tetik basmıyor” diyen askere “tüfek sağlam oğlum, senin parmağın kopmuş” dedirten destandır Çanakkale.

Henüz 15-16 yaşlarında şehadet mertebesine ererken cennet makamını görmenin saadetiyle gülüşüne hayran bırakan Muhammedin ordusunun destanıdır Çanakkale.

İlhamını imanından alan şaire ” Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!” dizelerini yazdıran destandır Çanakkale.

Çağcıl silahlarıyla, çelik tabyalarıyla, toplarıyla, tüfekleriyle, güçlü sandıkları ordularıyla vatan topraklarına göz diken namert ellerin tehdidine Yaradan’ın verdiği kudretle, imanla, vatan aşkıyla gülen Mehmetçiklerin kanıyla yazılan destandır Çanakkale.

Çanakkale Savaşı İle İlgili Yazı – Belinay Sağlam – Sakarya – Çanakkale İle İlgili Yazı İl Birincisi – Kaynak 4:


5- 18 Mart Çanakkale Zaferi İle İlgili Kompozisyon Kısa

Çanakkale Zaferi

Çanakkale yalnız bir zafer değil, bir destandır. Bu destanın kahramanları; düşman süngüsünün ucundaki korkusuzlar, şehadete erişmiş olan kahramanlar, nice mezarı bile olmayan erler…

Bir avuç askerdi belki de on binlerce düşmana meydan okuyan. Onları ayakta tutan şu cümleydi, “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!”. Mustafa Kemal’in dehası, Mehmetçiğin vatan sevgisiyle birleşince zafer kaçınılmazdı. İşte tam da burada nice Seyit Onbaşılar, nice kadın kahramanlar, nice o yıl mezun veremeyen Galatasaray Lisesinin öğrencileri, isimlerini tarihe yazacaklarının farkında olmadan zafere yürüdü.

Planları Osmanlı’nın kalbine, İstanbul’a, erişmek olan İtilaf Devletleri tabii ki başarısızlığa uğradı çünkü benim alnı ak ordumun imanı, gücü, vatana olan aşkını ve 1. Dünya Savaşı’nın en ateşli günlerinde yaşadığı makus anılarından kalan izleri, hiçbir silah asla silemez.

Kazandığımız tek cephe olan Çanakkale, şehitlerimizin kanıyla yıkanmış ve en acı günleri yaşamıştır ancak gururumuzun yegane kaynağıdır. Dilden dile dolaşan, efsaneleşmiş hele bir de içerisinde Mustafa Kemal bulunan bir eser nasıl olur da gurur kaynağı olmaz? Yaralıyla dolu şifahane çadırları, oğluna “Git, ölmeden gelme!” diyen analar… Nasıl olur da tüm dünyaya nam salmaz ki? Yüzlerce yıl bile geçmiş olsa unutulmayacak ve içerisinde birçok kahramanlık hikayesi barındıran zaferimizi anımsamamız her an vatanımızın değerini bilerek düşünmemizi sağlayıp ecdadımıza minnet duyarak onlara layık olma çabası içerisinde yaşamak vazifemizdir.

“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir.” demiştir Necmettin Halil Onan. O kahramanlardır ki, ailelerinden ayrılıp vatanı aile bildiler. Bu ne kutlu zaferdir ki; beş çayını Anadolu’da içmek isteyenlere, yemek yiyecek fırsatı dahi vermemiştir. Mustafa Kemal’in önderliğinde korkusuzca çarpışan herkese bin minnet.

“Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!”

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’ni bize bahşeden kadın, çocuk, er… Her birine sayısız minnet duyuyor, onların torunu olmaktan gurur duyuyorum!

İtilaf Devletleri’nin planlarını boşa çıkaran, 1. Dünya Savaşı’nın kötü gidişatını biraz da olsa kıran Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderimiz. Seyit Onbaşılarımız, nice Galatasaray lisesi öğrencilerimiz oldukça bu milletten başarısızlık değil, ancak kutlu bir zafer beklenir!

“Ne mutlu Türk’üm diyene!”

18 Mart Çanakkale Zaferi İle İlgili Kompozisyon: Elif Su Dağkıran – Barbaros Azakoğlu Ortaokulu – Antalya/Alanya – Çanakkale Zaferi Hakkında Kompozisyon Yarışması İl Birincisi – Kaynak 5:


6- 18 Mart İle İlgili Kompozisyon

Çanakkale Ruhu

Tarih 1915,  yer Anadolu.  Analar, babalar, bacılar gözyaşları ve dualarla Çanakkale’ye uğurluyorlar  oğullarını, kardeşlerini, sevdiklerini.  Yokluk ve sefalet içinde gönderiyorlar canlarını, şehit olacaklarını bile bile gönderiyorlar. Tek bir söz: “Vatan sağ olsun!”

Gidiyorlar… Geride dualarla bekleyen insanları bırakıp Allah yolunda ölmeye gidiyorlar.  Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor, bilmeyenler Kelime-i Şehadet getiriyor. Bir komutanın sesi yankılanıyor cephede: “Oğullarım düşman askerinin arkasında yenilmez donanması varmış! Unutmayın hiçbir donanma vatan sevgisini yenemez!”

Vatan aşkı ile yanıp tutuşan Türk askeri, “Allahu Ekber” diye inletiyor koca Çanakkale’yi. Bir bomba sesi ile toz oluyor her yer. “Bütün askerler top başına!” Başlıyor büyük harp. Bir bir şehit düşüyor vatan evlatları. Anaların yanıyor bağrı, doluyor gözleri. Görmeden anlıyorlar sanki oğullarının Allah yolunda can verdiğini.  Cephanesi azalıyor yiğitlerin. Sığınıp Allah’a onun adıyla koşuyorlar hücuma. En önde gidenler üçer beşer içiyor şehadet şerbetini. Ve arkadan koşan Mehmetçikler, dakikalar içerisinde öleceklerini bile bile koşuyorlar. Düşman bu yiğitlerin karşısında duramayacağını anlayıp geri çekiliyor. Bilmiyorlar fedakar Anadolu çocuklarının kalbindeki vatan sevgisini, güçlü imanlarını. Daha büyük ve daha güçlü bir donanmanın Türkleri yenebileceğini düşünüyorlar fakat yanılıyorlar. Çünkü Türk askeri her şeyini feda eder ama vatanını kimselere vermez. Günler, haftalar, aylar geçiyor. Mektuplarla beraber umutlarda kesiliyor. Analar, babalar acılarını yüreklerine gömüp şükrediyorlar şehit ailesi olduklarına.

Çanakkale’den duyulan son ezan sesi, okunan son hatimler, kılınan son namazlar ve Mehmetçiklerde görülen son hareketlenme düşman geri dönüyor. Daha çok silahla, daha çok mermiyle, daha çok askerle. Tekrar savaş hali, tekrar kan gölleri, tekrar yığın yığın ölü bedenler. Sağanak sağanak düşen bombalar, top mermileri kırıyor bataryaların vincini. Her yer darmadağın. Bir yiğit çıkıveriyor Seyit Onbaşı adında. Kendisinden kat kat ağır mermiyi tek başına sırtlıyor, kaldırıyor ve vuruyor denizdeki  hedefi. Değişiyor bahtı Çanakkale’nin. Bitiyor savaş ve vatan toprağı kurtuluyor. Çok şehit veriliyor ama vatan hala tek parça.

Çanakkale, şimdi kan deryası. Çiçekleri kurumuş toprakları kanla sulanıyor. Havası kan kokuyor.

Ve kanlı harflerle okutuyorlar düşmana; ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

18 Mart İle İlgili Kompozisyon: Kevser Altun – Ticaret ve Sanayi Odası Ortaokulu – 18 Mart Yazıları Bursa İl Birincisi – Kaynak 6:


7- 18 Mart Çanakkale Zaferi ile İlgili Yazı

Şanlı Zafer

Genç yaşta şehit düşen bedenlerin mezarıydı Çanakkale. Babasız çocuklar, eşsiz kadınlar, evlatsız ana ve babalar demekti.

18 Mart 1915’tc Çanakkale’de atmaya başladı Türkiye’nin kalbi. Yediden yetmişe eli silah tutan herkes Çanakkale’de siperdeydi. Kadınlarımız, kucaklarında bebekleriyle cepheye mermi taşıyorlardı. Bu kadınlardan bizlerde en çok iz bırakanı da Eliftir. Mermileri taşıdığı kağnıya ”Mustafa Kemal’in Kağnısı” demişti ve o kadar koca yürekliydi ki, engel tanımadan yolundan geri durmadı.

“Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır;

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.” demiş Mehmet Akif Ersoy. Biz sahip olduk vatanımıza, geçilmedi Çanakkale. Esat Paşa, Mehmet Şefik, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları canları pahasına savaşarak düşman eline bırakmadılar Çanakkale’yi. Seyit Onbaşı, 215 kilo ağırlığındaki mermiyi tek başına sırtlayarak düşman gemisine attı. İlk iki atışta gemiye hafif zarar verse de üçüncüde tam vurarak geminin batmasını sağladı. Boşa gitmedi onca uğraş. Analar, babalar evlatlarının: kadınlar da eşlerinin şehit olmasına gururla Vatan Sağolsun! dediler.

Bir elinde bomba patlamasına rağmen diğer eliyle çarpışmaya devam eden, düşman askerinin yaralandığını görüp yardımına koşan, o zor şartlar altında bile alnını secdeden ayırmayan yüce gönüllü insanlarla doluydu Çanakkale.

Onca şehit verdiğimiz bu kanlı zaferimiz adına şiirler ve türküler yazılmıştır. Mehmet Akif Ersoy bu şiirlerin en bilindik şairidir:

“Vurulup tertemiz alanında uzanmış yayor,

Bir hilal uğruna,Ya Rab, ne güneşler batıyor!” Ne güzel demiş bu dizesinde, özetlemiş Çanakkale’yi.

18 Mart 1915’te yetim kalan çocukların hakkını bu vatana sahip çıkarak ödeyeceğiz. Bu güzel vatanımızın sembolü olan kan kırmızısı bayrağımızı göklerden asla indirmeyeceğiz. Yattığın yerde huzur bul şehidim. Mehmet Akif in de dediği gibi:

“Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı, değer.’’

18 Mart Çanakkale Zaferi İle İlgili Yazı: Melis Bektaş – 11/B –  10 Mart Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi – 18 Mart Çanakkale Temalı Kompozisyon Yarışması İlçe Üçüncüsü – Kaynak 7:


8- 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin Önemi İle İlgili Yazı

Çanakkale

Düşün! Bastığın her yerin bin kat altında senin geleceğin için; isimlerini, hayatlarını feda eden Mehmetçiği düşün…

Duy! O gün ‘BABA’ diye ağlayan çocuğun sesini duy!

Hisset! Toprağa düşen her damla şehit kanını hisset!

Unutma! Evlat acısını, anne feryatlarını unutma, unutturma…

Osman hastaydı. Yurdu dört koldan kuşatan düşmanlar Osmanlı’nın durumunu daha da zorlaştırıyordu. Tek çare bir olmak, birlik olmaktı. El ele verip vatanı kurtarmak gerekiyordu. Ne olursa olsun önlerine gelen her türlü engeli aşacak ve hayal olarak düşünülen o günler geri gelecekti. Düşmanlar ne kadar güçlü ne kadar gelişmiş olursa olsun biz vatanımızı cesur yürekli insanlarla bütün varlığını veren, cepheye bir eş dört oğul veren bir anne ile kazanmaya kararlıydık. Tamam belki silahımız, topumuz, tüfeğimiz yoktu ama cesur ve korkusuz Mehmetçiğimiz vardı. Askerler ellerinde silah, dillerinde salavatlarla düşmanı bekliyordu. Geride kalanlar ise yapabildikleri tek şey olan duayla askerlerimize destek olmaya çalışıyordu.

Savaş başlamıştı bomba, silah sesleri hiç susmuyordu. Savaşın ortasında bir anda oluşan sessizlik düşmanı zafer sevincine boğmuştu. Tam o sırada atılan Sait’in mermisi inletti bütün boğazı. Atılan o mermi devrin en güçlü zırhlısını batırmayı başarmıştı. Hiçbir devletin yapamadığını başaran Kahraman Türk milleti Çanakkale’yi geçilmez kılmıştı. Bunun yanında savaş sadece cephede değil Çanakkale’ye asker gönderen annelerin kalplerindeydi. Bu savaşı sadece cephede savaşan Mehmetçiğimiz değil, belki topla tüfekle savaşmasa bile Türk kadını da kazandı. Çünkü onlar soğuk kış ayında üzerlerin de incecik kıyafetleriyle bir ellerinde yavruları, diğer ellerinde mermilerle saatlerce yürümüş gerektiği zaman ise üzerlerindeki kıyafetleri mermileri sap yola devam ettiler. Ölümden korkmadılar, sadece vatanı kaybetmekten korktular. İşte bu yüzdendi bu kadar zorlukla mücadeleleri. Çanakkale o kadar kolay kazanılan bir zafer değildir çünkü Osmanlının kazanması düşmanın gözünde sadece bir hayaldi. Osmanlı bir hayali gerçekleştirdi. Düşman kuvvetleri geriye bir hüsranla döndü.

Düşman devletler bilmiyordu ki bir evlat, bir eş daha ölmesin diye gece gündüz dua eden halkı. Milleti için ölmeyi, adının tarihten silinmesini göze alan bir milletle savaştıklarını ama bunu öğrendiklerinde çoktan kaybetmişlerdi. Geek anlamda tarihin tozlu sayfalarınaÇanakkale Destanı” yazdıran bu millet sonunda hak ettikleri şekilde vatanlarında özgürce yaşayarak tüm dünyaya şu iki kelimeyi ezberletti. “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!”

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin Önemi İle İlgili Yazı: Sıla Baybuk – Hasan Leyli Ortaokulu – İstanbul/Ataşehir – 18 Mart Şehitler Günü Temalı Kompozisyon İlçe Birincisi – Kaynak 8:


9- Çanakkale’yi Anlatan Yazı Kısa

Yüzyılın Mührü

Çanakkale, zaferinin 108. Yılında, ülkenin dört bir yanında duaların yağdırıldığı şehir… Çanakkale. 253.000 isimsiz kahramanın anısına anıt dikilen şehir… Çanakkale 18 Mart 1915te zafer mührünün vurulduğu şehir… Korkuyu korkutan, acziyeti ayaklar altına alan, ölümü öldüren, cengaverlerin tarih yazdığı şehir… Çağları alt üst eden başarıyla, terfi ettirilen yoğun duygularla, yeni bir ruhun dirildiği şehir… Takvimler 18 Martı her gösterdiğinde geçmişe yolculuk başlıyor düşüncelerimizde, dua ve gözyaşı eşliğinde…

Kanıyla, canıyla mührünü vurdu ecdadımız Çanakkale Boğazına… “Bu Boğaz geçilmez, bu vatan bizim!” diye. Ay şahit, uykuyu kurban edip vatanı kurban etmeyen gözlere. Güneş şahit, karanlığa gömülmek istenen bir ulusun karanlığı yırtarcasına aydınlığa koşuşuna… Gök şahit “Allah Allah” nidalarının dua dua yükselerek rahmet olup üzerlerine inmesine… Yer şahit, önce kanlarının, sonra bedenlerinin vatan toprağıyla kucaklaşmasına. Evvelinde, ahirinde Allah şahit ecdadımızın insanüstü mücadelesi ile şehadet için yarıştığı, gazilikle tanıştığı anlara… Mehmet Akifin duyguları damla damla düşerken kağıtlara, o anı şöyle nakşediyor tarihin sayfalarına.

“Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor.
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!”

Tarih resmederken o anları, adeta yaşıyoruz milletçe. Seddülbahir. Kumkale toplarıyla yumrukluyorlardı boğazdaki gemileri. Conk bayırı, Kabatepe, Kocaçimen ve Anafartalar’dan “Çanakkale geçilmez!” gerçeğini düşmanın beynine, iliğine kadar hissettiriyordu. Türk, Kürt, Çerkez, Arap, Laz güçlerini birleştirip büyük bir yumruk misali iniyordu düşmanlan tepesine. “Almanlarla savaşacaksınız.” diyerek getirilen Müslüman-Hintli sömürge askerleri bir umuttu İngilizler için… Hedef şaşmış, plan tutmaz olmuş. Bilmezler mi ki Müslüman Müslümana saldırmaz. İsyan edip savaşmayı reddedip saf değiştirir Hintli Müslümanlar. Din, dil, ırk mani değil sırt sırta, omuz omuza, vatan toprağına siper olmaya.

Seni unutmadık Anafartalar Grup Komutanlığına atanıp düşmanı etkisiz kılan Muştala Kemal. Seni unutmadık Yüzbaşı Hakkı Bey… Nusret Gemisi ile denize kurduğun mayınlı tuzaklar, mağlubiyeti oldu denizdeki düşmanın. Seni unutmadık 250 kilogram ağırlığındaki mermiyi sırtında taşıyan Seyit Onbaşı… Sizi unutmadık Çanakkale Savaşı’nda dinine, imanına, vatanına, namusuna düşman eli uzattırmayan isimsiz kahramanlar. Şanlı tarihin, kutlu zaferin mimarları, bu ülke ve torunlarınız size minnettar

Çanakkale’yi Anlatan Kısa Yazı: Ebrar Gümüştekin – 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitlik Konulu Kompozisyon Birincisi


 

10- Çanakkale Zaferi İle İlgili Yazılar

18-mart-çanakkale-zaferi-ile-ilgili-kompozisyon

Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon ve Yazı Örnekleri

Çanakkale Zaferi İle İlgili Yazılar: Zeliş Söylemez – Dereboğazı Ortaokulu – 7/A – Erzurum/Palandöken – Çanakkale Ruhu İle İlgili Kompozisyon Yarışması Türkiye İkincisi – Kaynak 9:


Çanakkale Zaferi İle İlgili Kompozisyon ve Yazı Örnekleri Başlığı İle İlgili Benzer Başlıklar:

İstiklal Marşı İle İlgili Kompozisyon

İstiklal Marşı’nın Kabulü İle İlgili Kompozisyon


Kaynaklar:

Kaynak 1: https://vakfikebir.meb.gov.tr/www/18-mart-sehitler-gunu-anma-programi-kapsaminda-duzenlenen-resim-siir-ve-kompozisyon-yarismalari-sonuclandi/icerik/1616

Kaynak 2: https://vakfikebir.meb.gov.tr/www/18-mart-sehitler-gunu-anma-programi-kapsaminda-duzenlenen-resim-siir-ve-kompozisyon-yarismalari-sonuclandi/icerik/1616

Kaynak 3: https://www.deryaoncu.k12.tr/kompozisyon-yarismasinda-sevindiren-basari

Kaynak 4: https://twitter.com/soyhannsofuoglu/status/1373293473072349194

Kaynak 5: https://www.alanyaadres.com/gundem/alanyali-elif-su-dan-duygulandiran-yazi-h28528.html

Kaynak 6: https://twitter.com/Alinuraktas70/status/586184171279798272

Kaynak 7: http://pazar53.meb.gov.tr/www/canakkale-savaslarinin-101-yildonumu-konulu-resim-siir-ve-kompozisyon-yarismasi-sonuclandi/icerik/453

Kaynak 8: https://hasanleyli.meb.k12.tr/

Kaynak 9: https://tegm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_03/28112327_Kompozisyon_2.pdf

Kapak Kompozisyonu Kaynak: https://tegm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_03/28112327_Kompozisyon_2.pdf  – Zeliş Söylemez – Dereboğazı Ortaokulu – 7/A – Erzurum/Palandöken – Çanakkale Konulu Kompozisyon Yarışması Türkiye İkincisi

 

 

 

Admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir